Radyoaktif bir element olan Uranyum (U), 1789 yılında Martin Heinrich Klaproth tarafından keşfedilmiştir. O yıllarda radyoaktivite ile ilgili fazla bilgi olmadığından diğer elementler gibi düşünülmüş ancak 1896 yılında bilim tarihinin önemli isimlerinden olan Dimitri Mendeleyev’in çalışmalarıyla radyoaktif bir element olarak sınıflandırılmıştır.
Doğada serbest olarak bulunmayan uranyum, çeşitli elementlerle birleşerek uranyum minerallerini meydana getirmektedir. Hemen her tip kayaç içerisinde ve eser miktarda sularda bulunur. Yer altı su tablasının üstünde, satıh ve satha yakın yerlerdeki mevcut oksidasyon şartlarında +6 değerlikli uranyum içeren ikincil uranyum mineralleri kolayca eriyebilirler (sudaki pH değerinin artmasıyla) ve uranil iyonları halinde solüsyona geçerek yer altı suları vasıtasıyla uzun mesafelere taşınırlar. Taşınma sırasında uygun redüksiyon (indirgeme) şartlarıyla karşılaştıklarında +4 değerlikli uranyuma redüklenerek Uraninit ve Pitchblende (uranyum oksit içeren maden cevheri) olarak çökelir ve böylece uranyum yatakları oluşur. Başlıca uranyum mineralleri uraninit, autinit, pitchblend, tobernit ve koffinittir.
Atom numarası: 92 Simge: U Kütle numarası: 238,03 Kaynama Noktası (0C): 3818 Erime Noktası (0C): 1132 Yoğunluk: 19,07 Buharlaşma Isısı: 110 Kaynaşma (Füzyon) Isısı: 2,7 Elektriksel iletkenlik: 0,034, Isıl iletkenlik: 0,064, Özgül Isı Kapasitesi: 0,028’dir.
Uranyumun yeryüzündeki ortalama konsantrasyonu 2-4 ppm arasında olup, geniş bir alanda küçük konsantrasyonlar şeklinde pek çok mineralin içinde bulunabilmektedir. Madencilik sektöründe, bir uranyum sahasının değerlendirilme aşamasında; cevherin U3O8 tenörü, rezervi, maden işletme ve cevher kazanım teknolojisi bir bütün olarak değerlendirilmektedir. Bu yüzden rezerv miktarının 10.000 ton ve tenörünün % 0,05 U3O8 üzerindeki değerlere sahip olan uranyum cevher yatakları şu an için işletilebilir özelliktedir.
Uranyum madenlerinin %50’sinden fazlası pek çok diğer maden gibi açık veya kapalı madencilik yöntemleri ile işletilebilmektedir. Uranyum üretiminin % 40’a yakını ise yerinde liç yöntemi (in situ leaching, ISL) ile elde edilmekte, çok az bir kısmı da yan ürün olarak kazanılmaktadır. Günümüzde çıkarılan uranyum madenleri %0,1-%1 oranında U3O8 içerdiğinden çıkarılan maden, bir ön zenginleştirme işlemine tabi tutulmaktadır.
Bu yazı MTA Genel Müdürlüğü Fizibilite Etütleri Daire Başkanlığı’ndan alıntılanmış olup yazının tamamına linkten ulaşabilirsiniz.